Bebek beslenmesindeki yöresel uygulamalar ya da farklýlýklar sosyal, ekonomik, kültürel faktörler baþta olmak üzere, aile yapýsý, adetler, gelenekler, inançlar, mevcut saðlýk sistemi, yasalar, etnik köken, göçler ve reklamlar gibi faktörlerden ayrý ayrý ya da birlikte etkilenebilmektedir.
Dünya genelinde saðlýk profesyonellerinin önerileri ve geliþtirilen beslenme rehberlerine karþýn bebek beslenmesinde istenilen iyileþme ya da geliþme saðlanamamaktadýr. Örneðin hem bebek hem de anne için yararlarý evrensel olarak kabul edilen anne sütü ile beslenmede sayýsýz sorunlar yaþanmaktadýr. Anne sütü ile beslenmenin prevalansýnda ve süresinde beklenen sonuçlar elde edilememektedir. Benzer þekilde ek besinler ve uygulamalarýna iliþkin sorunlarýn da devam ettiði ve önerilere uyulmadýðý bildirilmektedir. Ek besinlere 6. aydan önce, çoðunlukla 4. ayda baþlandýðý, 0-1 yaþta önerilmediði halde inek sütüne baþlandýðý, beslenmenin inek sütüne dayandýðý ya da düþük yaðlý inek sütünün tercih edildiði, uygun formüla ya da bebek besinlerinin seçilemediði, seçilse bile yanlýþ hazýrlandýðý belirtilmektedir.
Bebek beslenme uygulamalarýndaki bu aksaklýklar, öncelikli olarak sosyo-kültürel yapý, mevcut saðlýk sistemi, yasalar ve annenin çalýþma hayatý ile iliþkilendirilmektedir.
Anne sütünün baþlanmasýnda ve sürdürülmesinde pek çok farklýlýklar gözlenmektedir. Örneðin doðumdan hemen sonra baþlanmasý gereken anne sütünün bazý bölgelerde 3 ezan sonra baþlandýðý, aðýz sütü olarak bilinen ve immün sisitemi güçlendiren kolostrumun bazý bölgelerde bebeðe verilmediði, 6 ay tek baþýna yeterli olabilecek anne sütünün yetmeyeceði endiþesiyle takviyeler yapýldýðý ve Dünya Saðlýk Örgütü önerilerine göre ek besinlerle birlikte 2 yýl sürdürülmesi gereken anne sütünün erken kesildiði bildirilmektedir.
Anne sütünün baþlanmasý ve sürdürülmesinde olduðu gibi kesilmesinde de pek çok farklýlýklar yaþanabilmektedir. Hem anne hem de bebek için travmatik olan sütten kesme olayý, 1. yaþta, 2. yaþta, bebek diþ çýkardýðýnda ya da anne hamile kaldýðýnda yapýlmaktadýr. Mevsim olarak, aþýrý ýsý deðiþikliklerinden korunabilmek için ilkbahar ve sonbahar dönemleri tercih edilmektedir. Kesme yöntemi olarak ise bazý anneler meme uçlarýna salça, kýrmýzý biber gibi kötü görünümlü ve aromalý þeyler sürmek, bazýlarý birkaç gün evi terk etmek ya da bebeði aile yakýnlarýna göndermek gibi yollara baþvurulmaktadýr.
Bebek beslenmesinde saðlýk profesyonelleri önemli rol oynamaktadýr.
Çin’li 506 annenin kendi memleketlerinde ve Avusturalya’ya göç ettikten sonraki bebek beslenme uygulamalarýna iliþkin yapýlan çalýþmada, Avusturalya’ya yeni göçen ve saðlýk profesyonellerinden %78 oranýnda (bu oran Çin’de %37.6’dýr) destek alan annelerin doðumdan hemen sonra anne sütü verme oranlarý (Çin’de %4-Avusturalya’da-%47) ile 3. ve 6. aylarda halen anne sütü verme oranlarýnýn belirgin bir þekilde arttýðý saptanmýþtýr. Bu desteðin ek besin döneminde de sürdüðü ve ek besinlerin Çin’de erken, Avusturalya’da geç baþlandýðý gözlenmiþtir.
Avrupa’nýn 5 ülkesinde (Almanya, Ýspanya, Ýngiltere, Ýtalya ve Ýsveç) yapýlan bir çalýþmada, bazý benzerlikler olmasýna karþýn, bebek beslenme uygulamalarý ve davranýþlarýnda, ülkeler arasýnda sayýsýz kültürel farklýlýklar saptanmýþtýr. Çalýþmada anne-babalarýn büyük çoðunluðunun anne sütü ve evde hazýrlanmýþ besinleri tercih ettikleri, özellikle ek besinler konusunda önerilere uymadýklarý görülmüþtür. Bununla beraber Ýngiltere’de ev ziyareti yapan saðlýk personelleri ile Ýsveç’teki saðlam çocuk polikliniklerinin bebek beslenmesinde en yararlý kaynaklar olduklarý ve sonucu olumlu etkiledikleri belirtilmiþtir. Bebek beslenmesindeki farklýlýklarýn, sadece anne-babalarýn sorumluluðundan deðil, ayný zamanda saðlýk profesyonellerinin ve mevcut beslenme rehberlerinin farklýlýðýndan da kaynaklandýðý ortaya konmuþtur
Bebek beslenmesini etkileyen faktörlerden bir diðeri, aile yapýsý ve geleneðidir. Daha çok doðu kültüründe geçerli olan ya da doðu kültürünün bir ürünü olan bu faktör, çoðu zaman saðlýk profesyonellerini ve rehberleri hiçe sayar. Bu konuda en önemli rolü aile üyelerinin özellikle de büyük annelerin oynadýðý bilinmektedir.
Bebek beslenmesini etkileyen diðer bir faktör, annelerin çalýþma durumudur. Çalýþan annelerin bebeklerine aile yakýnlarý, özellikle büyük anneler ya da eðitimsiz-yetersiz bakýcýlar bakmakta ya da kreþlerde, yuvalarda bakýlmaktadýr. Bu durumun olumsuz beslenme sonuçlarýna neden olduðu ve bu bebeklerde, beslenme davranýþ sorunlarý ile obesite prevelansýnýn yüksek olduðu bildirilmektedir.
Annelerin eðitim düzeyleri ve yaþlarý da bebek beslenme uygulamalarýnda farklýlýklara neden olmaktadýr. Bu konuda Hindistan’ýn güneyinde yaþayan 800 bebek ve annesi üzerinde yapýlan bir çalýþmada, eðitimli ve yaþlý annelerin, eðitim düzeyi düþük ve genç olanlara göre bebeklerini daha kýsa süre anne sütü ile besledikleri, eðitim düzeyi düþük ve genç olanlarýn ise ek besinlere oldukça geç baþladýklarý belirlenmiþtir.
Ülkemizde bebek beslenme uygulamalarýna iliþkin bölgesel diðer bir deyiþle yöresel farklýlýklarý belirlemek amacýyla yaptýðýmýz çalýþmaya 9-12 aylýk 800 bebek ve annesi alýndý. Çalýþmada bölgeler, randomize olarak seçilen üniversite hastanelerinin saðlam çocuk polikliniklerinde, doðumdan beri düzenli olarak izlenen 100’er bebek ile temsil edildi. Yedi coðrafi bölgenin dýþýnda, ülkemizin nüfus yapýsýný en iyi yansýtan, en kalabalýk ve en kozmopolit þehri olan Ýstanbul da dâhil edildi. Böylece toplam bebek sayýsý 800’e ulaþtý.
Ortalama yaþlarý 10.6±1.3ay olan bebeklerin %47’si kýz, %53’ü erkekti. Bebeklerin ortalama doðum aðýrlýklarý, mevcut aðýrlýklarý ve boy uzunluklarý Gökçay ve arkadaþlarý tarafýndan ülkemiz çocuklarý için geliþtirilen büyüme eðrilerinde 50.persentile uygunluk gösteriyordu. Gruplar arasýnda doðum aðýrlýðý, mevcut aðýrlýk ve boy uzunluðu açýsýndan en iyi durumda olan Ýzmir bebekleri, en geri durumda olan ise Van bebekleriydi. Beklendiði gibi annelerin ortalama eðitim süresi, babalarýnkinden biraz düþüktü. Ýzmir’li anne-babalar en yüksek, Van’lý anne-babalar ise en düþük eðitim düzeyine sahiptiler. Tüm grupta 1.9±1.2 olan çocuk sayýsý Van’lý aileler arasýnda en yüksekti (3.1±1.8).
Tüm grupta tek baþýna anne sütü ile beslenme süresi 4.9±2.0 ay, toplam anne sütü ile beslenme oraný %70 idi. Gerek tek baþýna anne sütü ile beslenme süresi, gerekse toplam anne sütü ile beslenme oraný açýsýndan en iyi durumda olan il Ýzmir’di. Tek baþýna anne sütü ile beslenme süresinin en kýsa olduðu il Antalya, halen anne sütü ile beslenme oranýnýn en düþük olduðu il ise Edirne idi.
Bebeklerin günlük beslenmeleriyle demir ve vitamin D dýþýndaki besin ögelerini ve enerjiyi yeterli, hatta önerilerin üstünde aldýklarý görüldü. Vitamin A, B2, B6, B12 ile fosfor alýmlarý önerilerin %200 ve üstündeydi. Besin ögeleri arasýnda sadece E vitamini yeterli ya da önerilen miktarýn çok az altýnda alýnmaktaydý. En düþük enerji ve besin ögeleri alýmlarý, sýrasýyla Van, Konya ve Samsun’lu bebekler arasýndaydý. Edirne bebekleri protein, kalsiyum, demir, çinko, fosfor ile B grubu vitaminlerini, Antalya bebekleri ise A, E, C vitaminleri ile Folik asiti diðer bölge bebeklerinden daha fazla almaktaydýlar. Çünkü Antalya bebekleri sebze ve meyveyi, Edirne bebekleri ise formüla, inek sütü, yoðurt, peynir, yumurta, et vb hayvansal besinler ile ekmek ve bisküviyi toplamda, diðer bebeklere göre fazla tüketmekteydiler.
Ek besinlere baþlamada bölgesel farklýlýklar yanýnda, annelerin %42’sinin aceleci (6. aydan önce) davrandýðý, %43’ünün önerilen zamanda, %12.2’sinin ise geciktiði (7. ay ve sonrasý) gözlendi. Pek çok literatür bilgisiyle de desteklenen bu sonuç, ek besinlerin baþlanmasýnda sýk rastlanan bir uygulamaydý.
Çalýþmaya alýnan bebeklerin aile sofrasýndan yeme durumlarý deðerlendirildiðinde, Antalya bebeklerinin büyük çoðunluðunun (%80), Edirne, Ýzmir, Diyarbakýr ve Van bebeklerinin yaklaþýk yarýsýnýn (%50) aile sofrasýndan yediði, bu bebekler için özel bir yemek ya da besin hazýrlanmadýðý belirlendi. Buna karþýn Ýstanbul bebeklerinin sadece %20’sinin aile sofrasýndan yediði, öðlen-akþam öðünleri için sebze püresi, çorbalar, muhallebi vb. besinlerin hazýrlandýðý görüldü.
Yemek çeþitliliði açýsýndan en zengin il Ýzmir’di. Çorba azdý. Et sote, balýk, barbunya, dolma, enginar, ýspanak, patlýcan ve kýymalý kabak, bebeklerin yediði yemek çeþitlerinden bazýlarýydý. Antalya ve Edirne’deki sofra yemekleri de çeþitlilik açýsýndan Ýzmir’e yakýndý. Özellikle Antalya’daki sebze yemeklerinin çeþitliliði dikkat çekiyordu. Samsun’da arý mama, yemek sularý, un kavurmasý, çorba–ekmek sýk tüketilen besinlerdi. Diyarbakýr’da süt, yoðurt ve çaya ekmek ya da bisküvi doðranmasý ve yemek sularý, Konya’da yine yemek sularý ve–çorbalar sýk tüketilmekteydi. Tüm grupta en popüler çorba tavuk suyuna þehriye çorbasýydý.
Çalýþmanýn etkileyici sonuçlarýndan biri, beslenme bilgi kaynaðýna iliþkindi. Tüm grupta bebek beslenmesine iliþkin bilgi kaynaðýnýn %49.7 oranýnda kitap, gazete, dergi, televizyon gibi yazýlý ve görsel kaynaklardan elde edildiði, Konya baþta olmak üzere sýrasýyla Samsun, Diyarbakýr, ve Van’da %22.6 oranýnda anne-kayýnvalide desteði alýndýðý, saðlýk profesyonellerinden ise sadece %1.1 oranýnda yararlanýldýðý görüldü.
Çalýþma grubunda hem anne sütü ile beslenme hem de günlük beslenmenin yeterliliði açýsýndan en baþarýlý il Ýzmir’di. Bu baþarýda, öncelikle bebek bakýmýndan primer olarak sorumlu olan annelerin ve babalarýn eðitim ve yaþ durumlarýnýn, etkili olduðu düþünüldü. Çünkü diðer annelerle karþýlaþtýrýldýðýnda, Ýzmir’li annelerin eðitim düzeyleri daha yüksek, yaþlarý daha büyüktü. Benzer þekilde Ýzmir’li babalarýn da eðitim düzeyi diðer babalardan yüksekti.
Bebeklerin genel olarak iyi besleniyor olmalarýnda, vakalarýn üniversite hastanelerinden seçilmiþ olmalarýnýn rolü olacaðý düþünüldü. Çünkü üniversite hastanelerinde izlenen bebeklerin, çoðunlukla sosyo-kültürel düzeyi orta ya da yüksek çevrelerden geldiði ya da üniversite çalýþanlarýnýn bebekleri olduðu bilinmektedir.
Elde edilen sonuçlar, bölgesel farklýlýklar ve ihmal edilebilecek yetersizlik riskleriyle birlikte, çalýþmaya katýlan bebeklerin yeterli, hatta fazla bile beslendiklerini göstermektedir. Saðlýk profesyonellerinin saðlýklý bir gelecek için, yaþamýn en kritik dönemi olan 0-1 yaþ döneminde anneleri ve toplumu optimal beslenme konusunda bilinçlendirmelerinin yararlý olacaðý düþünüldü.
REFERENCES
1.Pak-Gorstein S, Aliya H, Graham EA. Cultural influences on infant feeding practices. Annual Review of Antropology. 31:257-278, 2002.
2.World Health Organization and UNICEF:Global Strategy for Infant and Young Child Feeding. Geneva, World Health Organization World Health Organization, 2003.
3.World Health Organization. Feeding the non-breastfed child 6-24 months of age. Geneva, 8-10 March 2004.
4.Monte CM, Giugliani ER. Recommendations for the complementary feeding of the breast-fed child. J Pediatri (Rio J) 2004;80:S13-S141.
5.Picciano MF, Smiciklas-Wright H, Birch LL, Mitchell DC, Murray-Kolb L, McConahy K. Nutritional guidance is needed during dietary transition in early childhood. Pediatrics 2000;106:109-14.
6.Briefel RR, Reidy K, Karwe V, Devaney B. Feeding infants and toddlers study: Improvements needed in meeting infant feeding recommendations. J Am Diet Assoc 2004;104:S31-S7.
7.Fantino M, Gourmet E.Nutrient intakes in 2005 by non-breast fed French children of less than 36 months. Arch Pediatr 2008;15:446-55.
8.Gökçay G, Furman A, Neyzi O.Growth references for Turkish children aged 0 to 5 years. Child:Care, Health and Development 2008 (Baskýda).
9.T.C. Saðlýk Bakanlýðý. Temel Saðlýk Hizmetleri Genel Müdürlüðü. Türkiye’ye özgü beslenme rehberi. 2005.
10.Nolan K, Schell M, Stark AD, Gomez MI. Longitudinal study of energy and nutrient intakes for infant low-income, urban families. Public Health Nutr 2002;5:405-12.
11.Domeelof M, Hernell O. Iron-deficiency anemia during the first two years of life. Scand J Nutr 2002;46:20-30.
12.Lozoff B, Corapci F, Burden MJ, Kaciroti N, Angulo-Barroso R, Sazawal S, and et al. Preschool-aged children with iron deficiency anemia show altered affect and behavior. J Nutr 2007;137:683-89.
13.Butte N, Cobb K, Dwyer J, Graney L, Heird W, Rickard K. The start healthy feeding guidelines for infants and toddlers. J Am Diet Assoc 2004;104:442-54.
14.Weisberg P, Scanlon KS, Li R, Cogswell ME. Nutritional rickets among children in the United States: review of cases reported between 1986 and 2003. Am J Clin Nutr 2004; 80:S1697-S1705.
15.Hatun S, Ozkan B, Orbak Z, Doneray H, Cizmecioglu F, Toprak D, et al. Vitamin D deficiency in early infancy. J Nutr 2005;135:279-82.
16.American Academy of Pediatrics. Work Group on Breastfeeding. Pediatrics 1997; 100:1035-39.
17.US Department of Health and Human Services. Health people 2010 2nd ed. With understanding and improving health. 2nd ed. Washington, DC: US Department of Health and Human Services; November, 2000.
18.Türkiye Nüfus ve Saðlýk Araþtýrmasý 2003. Hacettepe Üniversitesi, Nüfus Etütleri Enstitüsü, Ankara, Türkiye. 2004.
19. Li L, Zhang M, Scott J A. Binns, C W. Infant feeding practices in home countries and Australia: Perth Chinese mothers survey. Nutrition and Dietetic, The Journal of the Dieticians Association of Australia 62;82-88, 2005
20.Synnott K, Bogue J, Edwards CA, Scott JA, Higgns S, Norin E, Frias D, Amari S, . Adam R. Parental perceptions of feeding practices in five European countries: an exploratory study. European Journal of Clinical Nutrition..61:946–956, 2007.
21.Kumar D, Goel NK, Mittal PC, Misra P. Influence of Infant-feeding Practices on Nutritional Status of Under-five Children. Indian Journal of Pediatrics, 73:417-421, 2006
Bu yazý