Çocukluklarda Þiþmanlýk Tedavisi ve Önlenmesi

Tanýmý, nedenleri
Vücutta fazla miktarda yað birikimi olarak tanýmlanan þiþmanlýk, son 20-30 yýlda, eriþkinlerde olduðu gibi, çocuklar ve ergenlerde de hýzlý bir þekilde artmaktadýr. Þiþmanlýðýn sadece sayýsýnýn deðil, derecesinin de artmasý, insan saðlýðý açýsýndan endiþe vericidir. Bu nedenle Dünya Saðlýk Örgütü þiþmanlýðý, en çok ihmal edilen bir halk saðlýðý sorunu olarak tanýmlamaktadýr. Avrupa’da 14 milyon okul çocuðunun, dünyada ise 30 milyondan fazla çocuk ve ergenin þiþman olduðu bildirilmektedir. Þiþmanlýðýn artýþý açýsýndan ülkemizde de durum farklý deðildir. Günöz ve arkadaþlarýnýn Ýstanbul’daki özel ilkokullarda yaptýklarý çalýþmada çocuklarýn %30’unun þiþman olduðu belirlenmiþtir.
Son yýllarda þiþmanlýðýn hýzlý bir þekilde artýþýndan sosyal, ekonomik, fiziksel çevrelerdeki pek çok deðiþiklikler ve bu deðiþikliklerin beslenme alýþkanlýklarýna ve fiziksel aktiviteye olumsuz yansýmalarý sorumlu tutulmaktadýr. Yirmi-30 yýl öncesiyle karþýlaþtýrýldýðýnda, günümüz çocuklarýnýn enerji yoðunluðu yüksek (yað, þeker içeriði yüksek, lif içeriði düþük) besinleri ve þekerli içecekleri daha fazla tükettikleri ve daha az hareket ettikleri, dolayýsýyla þiþmanladýklarý ortadadýr.

Bir zamanlar, saðlýðýn ve bolluðun göstergesi olarak kabul gören þiþmanlýðýn, artýk günümüzde birçok psikolojik ve fizyolojik sorunlara neden olduðu iyi bilinmektedir.
Þiþman çocuklarýn, özellikle de ergenlerin, çoðunlukla eriþkin dönemde görülen Tip 2 diyabet, hipertansiyon, kalp-damar hastalýklarý, karaciðer yaðlanmasý, ortopedik sorunlar, uyku apnesi, solunum kapasitesinin azalmasý gibi saðlýk sorunlarýna daha þimdiden sahip olduklarý gözlenmektedir.
Þiþman çocuklarýn sýnýf arkadaþlarýnýn eðlence konusu olduklarý, oyun arkadaþý olarak tercih edilmedikleri, yarýþmalara katýlamadýklarý bu nedenle sosyal yaþamlarýnýn olumsuz etkilendiði, öz güvenlerinin az olduðu ve özellikle þiþman kýzlar arasýnda depresyonun yaygýn olduðu bildirilmiþtir.
Tüm bu olumsuz sonuçlar göz önüne alýndýðýnda, çocukluklarda þiþmanlýðýn tedavisinin önemi ortaya çýkmaktadýr.

Deðerlendirme
Þiþmanlýðýn tanýsý ya da deðerlendirilmesinde görüntüleme yöntemleri ile antropometrik ölçümlerden yararlanýlýr. Görüntüleme yöntemi olarak magnetik rezonans (MR), bilgisayarlý tomografi (BT), dual x-ray absorptiometry (DEXA) gibi yöntemler kullanýlýr. Ancak görüntüleme yöntemleri pahalýdýr. Ekipman ve deneyimli eleman gerektirir. Bu nedenle klinik uygulamada pratik deðildir, hastane dýþýnda bulmak da zordur.

Þiþmanlýðýn deðerlendirilmesinde büyük ölçüde kullanýlan antropometrik ölçümler, boya uyan aðýrlýk (Relatif aðýrlýk), Beden Kitle Ýndeksi (BKÝ), deri altý yað dokusu kalýnlýðý ve bel çevresidir.

Relatif aðýrlýk, bütün yaþ gruplarýnda kullanýlan deðerli bir yöntemdir. Boya göre aðýrlýk oranýný verir. Çocuðun aðýrlýðýnýn, ayný boydaki normal çocuðun aðýrlýðýna oranýdýr.

RA=Çocuðun aðýrlýðý/Ayný boydaki normal çocuðun aðýrlýðý x 100 formülü ile hesaplanýr. Deðerlendirmede %90-%110 normal çocuk, %110-%120 fazla tartýlý çocuk ve %120-%140 þiþman, %140’ýn üstü aþýrý þiþman çocuk olarak tanýmlanýr.

Þiþmanlýðýn tanýsýnda son yýllarda yaygýn olarak beden kitle indeksi kullanýlmaktadýr. BKÝ=Aðýrlýk/boy (m)2 formülü ile hesaplanýr. Deðerlendirmede yaþa ve cinse göre geliþtirilmiþ persentil deðerleri/eðrileri kullanýlýr. Eðrilerde 85.-95. aralýklar hafif þiþman, 95’in üstü þiþmanlýk olarak tanýmlanýr.
Bel çevresi, son yýllarda özellikle abdominal obesiteyi belirlemek için sýk kullanýlan ve kullanýlmasý önerilen önemli bir ölçümdür. Uygulamasý kolay ve ucuzdur. Ancak deðerlendirmek için özellikle de hafif þiþman ve þiþman çocuðu tanýmlayabilmek için yeterli veri ya da konsensüs yoktur.

Deri altý yað dokusu kalýnlýðý ölçümü, ucuzdur, her yerde uygulanabilir. Ancak çocuklarýn çok hoþlanmadýðý bir yöntemdir. Ayrýca þiþman çocuklarda deri kývrýmýný tam olarak ölçmek kolay deðildir. Bu nedenle klinik uygulamada sýk kullanýlmaz.

Tedavi
Kronik bir hastalýk olarak ta tanýmlanan þiþmanlýðýn tedavisi, diðer kronik hastalýklarda olduðu gibi zor ve zaman alýcýdýr. Buna karþýn büyüyen-geliþen çocuklarýn tedavisi, eriþkinlerden daha kolaydýr. Tedavi, yaþa uygun beslenme, fiziksel aktivite ve davranýþ deðiþikliði promramlarýný içeren multidisipliner bir yaklaþýmý gerektirir. Böyle bir yaklaþýmla, saðlýklý ve kalýcý bir yaþam biçiminin benimsenmesi hedeflenir.

Ýki yaþýn altýndaki çocuklara, büyüme ve geliþmenin erken yaþlarda olumsuz etkilenmemesi için, hiçbir þekilde tedavi/diyet önerilmez. Dikkatli bir anemnezle çocuðun mevcut beslenmesi deðerlendirilir, varsa besin seçiminde ya da miktarýndaki yanlýþlar düzeltilir. Zaman içinde, yavaþ yavaþ, yeterli ve dengeli bir beslenme alýþkanlýðýna sahip olmasý saðlanýr .

Ýki-7 yaþ arasý çocuklarda, yaþa uygun saðlýklý beslenme ve fiziksel aktivite esas alýnarak, aðýrlýk artýþý durdurulur, zaman içinde incelmeye olanak saðlanýr. Ne var ki, bu uygulama sabýr gerektirdiði, zaman aldýðý için, çoðunlukla baþarýsýzlýkla sonuçlanmaktadýr. Benzer uygulama, 7 yaþýn üstündeki þiþman çocuklar için de geçerlidir. Ýlave olarak 7 yaþýn üstündeki tüm þiþman çocuklara (Beden Kitle Ýndeksi 95. persentilin üstü), dikkatli bir izlemle zayýflama diyetleri/programlarý da önerilmektedir. Ancak Dünya Saðlýk Örgütü, zayýflama diyetlerinin ciddi/aðýr þiþmanlara ya da hipertansiyon, hiperlipidemi, hiperinsülinemi gibi komplikasyonlarý olanlara uygulanmasýný önermektedir. Aðýrlýk kaybý þiþmanlýðýn derecesine göre 1-3 kg/ay þeklinde belirtilmektedir.

Tedavi yöntemi olarak, anne-babalarýn da dahil edidiði daha çok kiþisel ya da grup tedavileri ile beslenme, fiziksel aktivite ve davranýþ deðiþikliðine yönelik ayrý ayrý ya da kombine/birlikte programlar uygulanmakta, psikolojik tedaviler yapýlmakta, sayýlarý az da olsa kamplar düzenlenmektedir. Daha ötesi eriþkinlere olduðu gibi, çocuklara da sýký diyet ve egzersiz programlarý, hatta ilaç reçeteleri uygulanmakta, akapunktur yapýlmakta, cerrahi yöntemlere bile baþvurulmaktadýr.

Bütün bu çabalara karþýn, çocuklarda þiþmanlýðýn tedavisi yüz güldürücü deðildir. Kýsa vadeli çalýþmalarda, iyimser sonuçlar alýnýyor gibi gözükse de genellikle baþarýsýzdýr. Tedavinin uzun süreli yararlarýna iliþkin çalýþmalar çok azdýr. Bu nedenledir ki þiþman çocuklar yaþamlarýna, çoðunlukla þiþman ergenler ve eriþkinler olarak devam etmektedirler. Bu durum ise, bir yandan ekonomik giderlere yansýrken, diðer yandan çocuðun ve ailenin ümitsizliðe düþmesine ve psikolojik yükünün artmasýna neden olmaktadýr.

Tedavinin baþarýsýz olmasýnda pek çok farklý neden rol oynamaktadýr.
1.Þiþmanlýðýn algýlanmasý:Þiþman çocuklarýn anne-babalarýnýn, çocuklarýnýn þiþmanlýðýný algýlamalarý ya da kabullenmeleri oldukça zordur. Anne-babalarýn çocuklarýný, doktora götürürken þiþmanlýðýn metabolik, hormonal, hastalýklar, ilaçlar vb. endojen nedenlerden kaynaklandýðýný düþündükleri, ancak nedenin ekzojen (fazla yemek ve hareket azlýðý) olduðunu öðrendiklerinde, ümitsizliðe kapýldýklarý bilinmektedir.

2.Programlarýn yetersizliði ya da azlýðý:Þiþman çocuklar genellikle hastanelerin diyet polikliniklerinde tedavi edilmekte ya da bir spor merkezine, yaz okuluna gönderilerek incelmesi beklenmektedir. Þiþman çocuklara yönelik multidisipliner programlar yetersizdir ya da azdýr. Bu nedenle, þiþman çocuklarýn ancak %15-20’si tedaviye baþlayabilmektedir. Baþlayanlarýn ise pek çok nedenle (daha önceki baþarýsýz deneyimler, þiþman anne-babalarda motivasyon azlýðý, zaman sorunu, çabuk zayýflama beklentisi, alýþkanlýklarý deðiþtirmede zorlanma, vb) tedaviye devam edemedikleri iyi bilinmektedir.

3.Beslenme deðiþiklikleri:Beslenmede deðiþiklikler yaparak çocuklarda þiþmanlýðý tedavi etmek, kolay gibi gözükmektedir. Oysa pratikte oldukça güç bir iþtir. Çünkü çocuklar arkadaþlarýndan ya da ailenin diðer üyelerinden kendilerini ayrý tutan bir beslenme/diyet programýna uymayý zor ve itici bulurlar. Uysalar bile aile çevresinden güçlü desteðe gereksinim duyarlar. Daha ötesi anne ve babasý yemek alýþkanlýklarýný deðiþtirmekte isteksiz olan çocuðun kendisinin, yemek alýþkanlýklarýný deðiþtirmesini beklemek anlamsýzdýr.

4.Anne-baba davranýþý:Çocuklarýn pek çoðu beslenme konusunda kendi tercihlerini yapabilirler. Anne-babalar bu durumu negatif etkiledikleri, özellikle de zayýflama programlarý boyunca aþýrý kontrollü davrandýklarý bildirilmektedir. Örneðin beslenme konusunda, çocuklarýna saðlýklý besinler yerine tatsýz-tuzsuz seçenekler sunmak, hatta biraz daha ileri giderek yasakçý davranmak, mutfak kapýsýný kilitlemek, bazen de sebze yemeðini bitirmeleri halinde, çocuklarýný sevdikleri bir baþka besinle ödüllendirmek gibi hatalý davranýþ sergiledikleri belirtilmektedir.

Ýþte bu nedenlerden dolayý, þiþmanlýðýn tedavisinden çok, geliþiminin önlenmesi önemlidir, daha ötesi kaçýnýlmazdýr. Bu doðrultuda Dünya Saðlýk Örgütü’nün çabalarý ile pek çok ülkede þiþmanlýðýn geliþimini önleme çalýþmalarý aðýrlýk kazanmýþtýr.

Önlem
Hýzla yayýlan þiþmanlýk kontrol altýna alýnabilir, hatta tersine çevrilebilir. Bu da ancak, sorunun kaynaðýna inmekle, diðer bir deyiþle, þiþmanlýða neden olan çevreyi tanýmak ve anlamakla mümkündür. Sorunun kaynaðýnda, televizyon, bilgisayar, fast-food türü beslenme þekli, yað ve þekerden zengin besinler, kolalý içecekler, okul yemekleri, büyük porsiyonlar, besin endüstrisi, reklamlar, düþük sosyo-kültürel yapý, anne-baba ihmali, genetik, çalýþan anne gibi pek çok neden ya da risk faktörü bulunmaktadýr.

Þiþmanlýðýn önlenmesinde hedef, bebeklikten itibaren yaþa uygun saðlýklý beslenme ve fiziksel aktivitenin benimsendiði bir yaþam biçimine sahip olmaktýr. Ne yazýk ki, çocuklar ve anne-babalarýn ortaklýðýyla aile içinde alýnan tedbirlerle ya da sadece okulda alýnan tedbirlerle, bu hedefe ulaþmak mümkün deðildir. Hedefe ulaþmak, ancak çocuklar, anne-babalar, aile çevresi, okullar, yerel yönetimler, hükümetler, sivil toplum örgütleri, özel sektör, medya, uluslar arasý kuruluþlar arasýnda bir ortaklýktan oluþan, kapsamlý bir ortaklýk ya da eylem planý ile mümkündür.

Aþaðýda þiþmanlýðýn geliþiminde etkili olan bazý nedenlere ya da risk faktörleri karþý neler yapýlmasý gerektiði belirtilmiþtir.

Fiziksel aktivite
Besinlerle alýnan enerji ile vücudun harcadýðý enerjinin dengeli olmasý gerekir. Alýnan enerjinin saðlýklý bir þekilde harcanmasý, ancak yaþa uygun fiziksel aktivite ile mümkündür. Aksi halde enerjinin fazlasý vücutta yað þeklinde depolanýr ki, bu da þiþmanlýk olarak tanýmlanýr.
Günümüz koþullarýnda, özellikle büyük þehirlerde, yeþil alanlarýn azalmasý, yeterli oyun alanlarýnýn bulunmamasý, sokaklarýn güvenli olmamasý, annelerin çalýþýyor olmasý gibi nedenlerle çocuklar kapalý alanlara hapsedilmekte, televizyon ya da bilgisayara mecbur edilmektedir. Daha ötesi, bir sokak ötede bile olsa okullara servis araçlarý ile gidilmesi, anadolu liseleri-kolejler ve üniversite giriþ sýnavlarý için dersanelerde ya da özel derslerde oturarak fazla zaman geçirilmesi, beden eðitimi derslerinin test çözümlerine ayrýlmasý, ailenin egzersiz yapma alýþkanlýðýnýn olmamasý, merdiven yerine asansör kullanýlmasý, çocuklarda hareketsizliðe, dolayýsýyla þiþmanlýða neden olmaktadýr.

Neler yapýlmalý?
•Oyun alanlarý arttýrýlmalý,
•Kýsa mesafeler için yürünmeli,
•Mümkünse okula yürüyerek gidilmeli,
•Televizyon ve bilgisayar baþýnda az zaman (1 en fazla 2 saat/gün) geçirilmeli,
•Çocuðun sevdiði, eðlendiði ve kendini iyi hissettiði sportif faaliyetleri (dans, yüzme, koþma, oynama, zýplama, futbol, basketbol, tenis vb) yapmasý için olanak saðlanmalý,
•Düzenli olarak hafta sonlarýnda, mümkünse hafta içinde de ailecek sportif faaliyetlerde bulunulmalý,
•Dersanelerde geçirilen zaman, fiziksel aktivite ile telafi edilmeli,
•Asansör yerine merdiven kullanýlmalý,
•Yerel yönetimlerle iþbirliði yapýlmalý.
Beslenme
Yaþa uygun beslenen ve hareket eden çocuklarýn þiþmanlama riski düþüktür. Ne var ki, son yýllarda, bir yandan geliþen saðlýk bilinci ile çocuklar iyi beslenmekte, diðer yandan cips, çikolata, þekerleme gibi atýþtýrmalýklarý, fast-food türü besinleri ve kolalý içecekleri fazla tüketerek fazla enerji almakta ve þiþmanlamaktadýrlar. Yine geliþen teknoloji ve annelerin çalýþma hayatýna girmesi ile, sebzeler, kuru baklagiller, sarmalar, dolmalar vb yemeklerden oluþan geleneksel mutfaðýn yerini köfte, makarna, pizza gibi kolay-hazýr besinlerden oluþan mutfaklara ve restorantlara býrakmasý da þiþmanlamaya katkýda bulunmaktadýr.

Neler yapýlmalý?
1.Bebeklik döneminde
•Sýfýr-6 ay tek baþýna anne sütü ile beslenmeye özen gösterilmeli,
•Anne sütünün yokluðunda, uygun bir hazýr mama seçilmeli ve normal konsantrasyonda hazýrlanmalý,
•Susuzluðu gidermek için meyve suyu, süt vb içecekler yerine su tercih edilmeli,
•Süt, yoðurt, meyve suyu gibi besinlere þeker, reçel, pekmez, bal ve /veya bisküvi ilave edilmemeli,
•Ek besinlere 6. aydan sonra baþlanmalý,
•Uzun süreli biberon kullanýmýndan kaçýnýlmalý, yerine 6-8. aydan itibaren kaþýk, bardak benzeri gereçler kullanýlmalý.
2. Daha büyük çocuklarda
•Belirli bir öðün düzenine uyulmalý,
•Yaþa uygun yeterli ve dengeli beslenme saðlanmalý,
•Yemekler anne-baba, varsa diðer aile bireyleri ile birlikte yenmeli,
•Evde çocuklarýn isteyince kolayca ulaþabilecekleri atýþtýrmalýk türünden bir çekmece olmamalý,
•Evde hazýr meyve sularý ile kola-gazoz türünden içecekler bulunmamalý, yemek masasýnda içecek olarak SU tercih edilmeli,
•Evde mayonez, ketcap bulunmamalý,
•Hafta sonu aktivitesi olarak fast-food restoranlarýna gidilmemeli,
•Besinler (özellikle de çikolata ve þekerleme, vb) ödül olarak verilmemeli,
•Yað, þeker ve tuz içeriði yüksek besinler az tüketilmeli,
• SEBZE tüketimi arttýrýlmalý,
•Meyveler bol deðil, günlük beslenmede önerilen 1-3 porsiyon miktarýnda tüketilmeli,
•Kullanýlýyorsa, fritöz ya da kýzartma tenceresi mutfaktan çýkarýlmalý,
•Hazýr besinler az tüketilmeli,
•Anneler duygusal davranýp ya da çalýþan anneler suçluluk duygusu ile çocuklarýna sevdikleri besinleri (patates kýzartmasý, hamburger, pizza, makarna, dondurma vb) sýk vermemeli.
Okul
Þiþmanlýðýn önlenmesi açýsýndan okullar çok önemlidir. Çünkü çocuklar, özellikle de özel okullarda okuyan çocuklar, günün önemli bir kýsmýný okulda geçirirler. Bu nedenle okullar, saðlýklý bir yaþam için, sadece eðitimin geliþtirilmesi deðil, beslenme ve fiziksel aktivite konularýnda da olumlu deðiþikliklerin yapýlabileceði, geliþtirilebileceði ortamlardýr.
Ülkemizde devlet ve özel okullarda, farklý beslenme programlarý uygulanmaktadýr. Devlet okullarýnda beslenme, genellikle bir ara öðün, özel okullarda ise öðle öðünü, ilave olarak 1 ya da 2 ara öðün þeklinde düzenlenmektedir. Devler okullarýndaki ara öðünler, öðrencilerin kendi tercihlerine ya da okulun belirlediði bir programa göre ayarlanmaktadýr. Özel okullarda en az 4 çeþitten oluþan ya da açýk büfe þeklinde (6-8 çeþitte sunulan) öðle yemekleri/menüleri besleyicilikten uzak, çocuklarýn tercihleri ön plana alýnarak düzenlenmektedir. Menülerde sebze yemekleri, kuru baklagiller ve yoðurda seyrek rastlanýrken, papates kýzartmasý ve hamur tatlýlarýna sýk yer verilmektedir. Dolayýsýyla menülerin yað, þeker içeriði yüksek, vitamin, mineral ve lif içeriði düþüktür.
Özel ya da devlet okulu öðrencilerinin ara öðünlerinde, çoðunlukla 1 kutu hazýr meyve suyu tüketilmektedir/bulunmaktadýr.
Neler yapýlmalý?
•Okul menüleri 6-8 çeþit çoktan seçmeli yemekler yerine, 3 en fazla 4 çeþitten oluþmalý,
•Menüler öðrencilerin tercihleri yerine, saðlýklý beslenme ilkeleri ve öðrencilerin gereksinimlerine göre planlanmaLý,
•Menülerde patates kýzartmasý ve hamur tatlýlarýna az, sebzeler, meyveler, kuru baklagiller ve süt ürünlerine çok yer verilmeli,
•Kutu meyve sularý yerine, mevsimlik meyveler tercih edilmeli,
•Kolalý içecekler menülerde kesinlikle yer almamalý,
•Okul kantinlerinde cips, patates kýzartmasý, patates hamburger gibi yaðdan zengin besinler ile kolalý içecekler, enerji içecekleri, buzlu çay gibi kafein içeriði yüksek içecekler satýlmamalý,
•Kantinlerde taze meyve, salata, kepekli dilim ekmek, peynir, yoðurt çeþitleri, ayran ve süt satýlmalý,
•Okul çevresinde hijyen ve saðlýk açýsýndan güvenilir olmayan, açýkta satýlan açma, poðaça, kaðýt helva, þekerleme, ekmek arasý satýlan besinler önlenmeli,
•Öðretmenler yemek ve beslenme saatlerinde öðrencilerle birlikte yemeli,
•Yemekhaneler öðrencilerin ilgisini çekecek hale getirilmeli. Örneðin aydýnlanma uygun olmalý, duvarlarda saðlýklý beslenme mesajlarý içeren posterler olmalý, fonda müzik olmalý.
•Okulda fiziksel aktivite için uygun ve yeterli alan bulunmalý,
•Derslerde, ders aralarýnda, hatta okul sonrasýnda organize edilen programlarla fiziksel aktivite arttýrýlmalý,
•Beden eðitimi dersleri önemsenmeli, test çözerek geçirilmemeli,
•Tüm bu önlemlerde ya da çabalarda anne-babalarla iþbirliði yapýlmalý.

Diðer
1.Aile çevresi:Anne-babasýyla birlikte yemek yiyen çocuklarýn, ayrý yiyenlere göre daha fazla çeþitte besin tükettikleri ve daha saðlýklý beslendikleri gösterilmiþtir. Öte yandan büyükanne-büyükbabasýyla ayný evde ya da apartmanda yaþayan çocuklarýn, düzenli bir beslenme alýþkanlýðýna sahip olamadýklarý, büyükanne ve büyük babalarý tarafýndan sürekli korunup-kollandýklarý ve sýklýkla sevdikleri besinlerle (çikolata, dondurma, þekerlemeler vb) ödüllendirildikleri iyi bilinmektedir.
2.Televizyon reklamlarý:Televizyon reklamlarýnýn çoðu, çocuklarý hedef alan saðlýksýz yiyecek-içecek (yað, þeker, sodyum içeriði yüksek yiyecekler, karbonatlý içecekler, fast-food yiyecekler vb) reklamlarýdýr. Avrupa Birliði’ne üye olan ülkelerde yapýlan bir çalýþmada, televizyonda reklamý yapýlan saðlýksýz besinlerin sýklýðý ile çocuklarýn þiþmanlýðý arasýnda pozitif bir iliþki bulunmuþtur. Pek çok ailenin, reklamý yapýlan bu saðlýksýz besinleri satýn almada, çocuklarýna karþý koyamadýklarý ifade edilmektedir.
3.Sosyo-kültürel yapý:Þiþmanlýk düþük sosyo-kültürel düzeylerde daha yüksek oranda görülmektedir. Çünkü toplumun bu kesimlerinde yaþayan insanlarýn, ailelerin saðlýklý beslenme uygulamalarý (saðlýklý besin seçimi, piþirme yöntemleri vb) konusunda, bilinçli olamadýklarý, olsalar bile uygulamada yetersiz kaldýklarý belirtilmektedir. Annelerin çocuklarýn okul çantalarýna taze meyve yerine, 1 kutu hazýr meyve suyu koymalarý, doðal ekmek yerine, beyaz ekmeði, tarhana ya da yayla çorbasý yerine, hazýr çorbayý, süt ya da ayran yerine, kolalý içecekleri tercih etmeleri bu durumu açýklayan çarpýcý örneklerdir. Bununla beraber bu ailelerin eðitim kurumlarýndan, lokal yönetimlerden ve hükümetten saðlanacak desteklere açýk ve istekli olduklarý belirtilmektedir.
4.Fast-food restoranlarý:Fast-food türü beslenme alýþkanlýðý ile þiþmanlýk arasýndaki iliþki, çok iyi ortaya konmuþtur. Aileler tarafýndan ödüllendirme ya da bir hafta sonu aktivitesi olarak düþünülen fast-food restoranlarý, çocuklarý tat baðýmlýsý yapmaktadýr. Reklamlara milyon dolar harcayan bu restoranlar, oyuncak promosyonlu çocuk menüleri ile de çekiciliðini canlý tutmaktadýr.
5.Psiko-sosyal faktörler (Anne-baba ihmali):Anne-baba ihmali yaþ, cins, sosyo-ekonomik yapý ve kültürel düzeye bakmaksýzýn çocuklarda özellikle gençlerde, psiko-sosyal strese ve þiþmanlýða yol açmaktadýr.
Neler yapýlmalý?
•Yerel yönetimler aktif yaþam ve saðlýklý beslenme için ortam ve olanaklar saðlamalý,
•Çocuklar ve ergenler ticari faaliyetlar için kullanýlmamalý,
•Medya saðlýklý beslenme ve aktif yaþam bilincini geliþtirebilmek için, toplumu bilgilendirme ve eðitme konusunda sorumluluk taþýmalý,
•Düþük sosyo-ekonomik düzeyli çocuklar için, uygun fiyatlý eðlence ve egzersiz olanaklarý saðlanmalý,
•Ýþlenmiþ ürünlerin yað, þeker ve tuz içeriði azaltýlmalý,
•Hazýr ürünlerin üzerinde beslenmeye iliþkin uygun etiket bilgileri bulunmalý,
•Þehir düzenlemesi daha iyi yapýlmalý,
•Bisiklet teþvik edilmeli, bunun için bisiklet öncelikli yollar açýlmalý,
•Yürüyüþ teþvik edilmeli, bunun için yaya kaldýrýmlarý uygun düzenlenmeli, otopark olarak kullanýlmamalý,
•Boþ zamanlarýn fiziksel aktivite ile geçirilebilmesi için, çocuklar motive edilmeli,
•Saðlýklý beslenme ve fiziksel aktivitenin önemine iliþkin broþürlere, kitapçýklara, posterlere vb dokümanlara kolay ulaþýlabilmeli,
•Þiþmanlýk erken belirlenmeli ve iyi yönetilmeli,
•Þiþmanlýðýn önlenmesine iliþkin saðlýk çalýþanlarý eðitilmeli, yetiþtirilmeli,
•Þiþman çocuklarýn damgalanmasý ya da aþaðýlanmasý önlenmeli
•Saðlýklý besin tüketimi için etkili projeler geliþtirilmeli, hayata geçirilmeli,
•Saðlýk profesyonelleri þiþmanlýðýn tanýmlanmasýnda, tedavisinde ve önlenmesinde etkin rol üstlenmeli.

Sonuç ve öneriler
Tüm dünyada bulaþýcý hastalýk þeklinde artan çocuklarda þiþmanlýðýn önlenebilmesi için:
1.Evde çocoðun bakýmýndan sorumlu anne-babalarýn, diðer aile bireylerinin ya da bakýcýlarýn çocuða saðlýklý beslenme ve fiziksel aktivite alýþkanlýklarýný geliþtirme konusunda yardýmcý olmalarý, ortam saðlamalarý,
2.Mevcut bilgiler, þiþmanlýkla mücadelede, okullarýn daha etkili olabileceðini ortaya koymaktadýr. Bu nedenle okul yöneticilerinin, öðretmenlerin saðlýklý beslenme ve fiziksel aktivite alýþkanlýklarýnýn kazanýlabilmesi için, gerekli çabayý göstermeleri ve her aþamada anne-babalarla iþbirliði yapmalarý,
3.Saðlýk profesyonellerinin bebeklik döneminde anne sütünü teþvik etmeleri, 2 yaþýn üsyünde Beden Kitle Ýndeksini dikkatli izlemeleri, Tip 2 diyabet, kalp-damar hastalýðý vb risk taþýyanlarý dikkatli izlemeleri, saðlýklý beslenme ve fiziksel aktivite konusunda sadece çocuðu deðil, tüm aileyi bilgilendirmeleri, eðitmeleri, aileleri çocuklarýnýn özgüvenini koruma ve geliþtirme konusunda cesaretlendirmeleri, örnek davranýþ içinde olmalarý ve tedavi amacý taþýmaksýzýn anne-baba ve çocukla sürekli iletiþim içinde olmalarý,
4.Televizyondaki saðlýksýz besin reklamlarýnýn sýnýrlandýrýlmasý, hatta yasaklanmasý,
5.Medyanýn özellikle genç kýzlarý hedef alan incelik hastalýðýný özendirmemesi,
6.Yiyecek-içecek sektörünün saðlýklý besin üretme ve satma konusunda seferber olmasý,
7.Gerekiyorsa bazý saðlýksýz besinlere vergi konmasý,
8.Sokaklarýn fiziksel aktivite olanaklarý için uygun ve güvenilir olmasý,
9.Tüm bu çabalarda yerel yönetimlerin, hükümetin, eðitim ve saðlýk kuruluþlarýnýn ortak hareket etmeleri, stratejiler geliþtirmeleri ve uygulamalarý gerekmektedir.
 

Bu yazý 508 kez okundu.

 


   

http://www.muazzezgaripagaoglu.com - Her Hakký Saklýdýr.
Copyright
©2010

Prof. Dr. Muazzez Gaipaðaoðlu